8 Aralık 2018 Cumartesi

Kuş Bakışı

Gezdim. Binlerce km uzaklarda bir sonraki adımım nereye ya da neden olacak diye sormadan ve düşünmeden gezdim. Eğer zincirlerini kırmak, kendini aşmak istiyorsa insan, gezmeli. Yeni insanlar yeni tecrübeler yeni ilişkiler yeni bir ben. Bir adım öteye atlayarak ne kadar değişebilir ki hayatım diye düşünürdüm. Bunun cevabını bir adım öteye zıplamadan anlayamazmışım meğer.



İspanya'da bir otobüs


Nasıl Yaptım?

Hayal kurdum, çalıştım, çabaladım, hedef belirledim, gece gündüz demeden, diş tırnak artırarak.... gibi klişeler kurmayacağım. Çünkü bunların tamamı (Hayal kurdum, çalıştım, çabaladım, hedef belirledim, gece gündüz demeden, diş tırnak artırarak) yalan. Üniversite hazırlık eğitimi sonrası kendimi denemek için erasmus+ yazılı sınavına başvuru yaptım. Çok iyi denecek bir sonuç elde etmesem de barajı kendi bölümümde tek başıma göğüslemiş oldum. 4 ülke 21 kontenjan boş. Nereyi istersem oraya gideceğim. Avusturya olmaz almanca bilmiyorum, Çekya soğuk olur ne işim var, Bulgaristan da ne? İstanbul'a tatile mi geleceğim... diye bahaneler ile sanki ispanyolcam iyiymiş gibi İspanya'yı tercih ederek macera başlamış oldu. Sınav sonucunu öğrendiğimde tek amacım Kabul Mektubunu alıp orada bırakmaktı. O bile benim için yeterli bir zirveydi. Ama kabul mektubu gelene dek pasaport, sağlık sigortası... gibi masraflar elden çıkınca İspanya'ya gitmek zorunda kaldım. 




Park Güell-BARCELONA 2017

Sonrasında ders eşleştirmeler, pasaport, sigorta, kabul mektubu, vize randevusu falan derken birkaç ay sonra kendimi Ankara'da vize almış buluverdim. 

TAVSİYEM VAR..!

Erasmus+ başvuru yaptığın anda başlıyor insanın hayatında. 2 akademik dönem Erasmus+ yapacak biri için başvuru anından ülkeye dönene dek 15 ay sürüyor bu macera. En baştan sıralayacak olursam;

  • Öncelikle Erasmus+ başvurusu yapmadan kendinize bu dönem içinde sadece Erasmus için kullanacağınız bir E-mail adresi edinin. Çünkü o kadar çok yazışma ve hareketlilik yaşanıyor ki normal gündelik kullandığımız E-mail adresi ile bir karmaşaya bürünüyor olay. 
  • Aynı zamanda PC'de, taşınabilir usb aygıtta bir erasmus klasörü oluşturun. Ve bunların yedekleri bulut ortamında da bulunsun. 
  • Ders eşleştirme sırasında ders kodları, kredileri, eğitim dili, hangi fakültede olduğu konusunda derin derin araştırma yapın. 
  • Sigorta yaptırırken poliçede geçerlilik süresinin ve bedelin konsolosluğun istediği ile aynı olmasına özen gösterin. Axa sigorta tercihimdir bu yönde.
  • Vize randevusu için doğru konsolosluğa randevu alın. İkametgahınıza göre en yakın konsolosluk hangisi ise o konsolosluktan yapabilirsiniz. 
  • Vize için hesabınızda bulundurmanız gereken miktar (hibe hariç) 2 dönem birisi için 1500eur.
  • Konaklama rezervasyonu 16 gün yeterli olacaktır. Son 1 hafta içerisinde yapıldığına özen gösterin. Rezervasyon yapıp sonra iptal edebilirsiniz.
  • Uçuş rezervasyonu için yaptığınız rezervasyonu iptal edip farklı bir firmadan satın alabilirsiniz.
  • 180 günden fazla erasmus yapacak kişiler "Adli sicil kaydı ve Heyet raporu" tercümesi yaptırmak zorundalar. İstanbul konsolosluğu bu tercümeyi İspantolca, İngilizce ve Fransızca kabul ediyor. Fakat Ankara konsolosluğu sadece İspanyolca kabul ediyor.
  • Uzun dönem kalacaklar İspanya'ya giriş yaptıktan itibaren 30 gün içerisinde oturum izni almak zorundalar.
  • Konaklama konusunda idealista.com tavsiyemdir. Elektrik su internet vs... masraflar dahil uygun bir ev 200eur civarındadır. 
  • Verilen hibe yeterli oluyor mu diye sorular alıyorum. Alkol, sigara alışkanlığınız yoksa yeter. Kemer sıkarak hayatta kalabilirsiniz.
Söyleyeceklerim bu şekildedir. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Bana ulaşmak isterseniz;

E-mail: imevlid@gmail.com
facebook: /redApple9331
Instagram: @and_senior_mevlut
Twitter: @SeniorMevlut
Whatsapp: +90 (545) 697 5728

Son Erasmus yayınım.                                                                  09.12.2018

Barcelona Üniversitesi Denizcilik Fakültesi


Las Ramblas 2017




Platje de El Cabañal- VALENCİA 2017






Kadim dost





21 Mart 2018 Çarşamba

Valencia


Akdeniz esintilerinin insanı okşadığı bir İspanya şehri. Tabiatı, şehir yaşantısı ve insanı ile bir Akdeniz'li olarak kendimi evimde hissettiğim şehir. Valencia, yüz ölçümü ile küçük olsa da barındırdığı doğal ve kültürel zenginlikler ile mutlaka gidilip görülmesi keşfedilmesi gereken bir şehir



   Barcelona Estacion del Nord'den Alsa otobüs firması ile öğle vakitlerinde büyük anılar katarak veda ettim Barcelona'ya. Yaklaşık 10 saat süren otobüs yolculuğundaBarcelona yorgunluğumu fazlasıyla attıktan sonra gece yarısı saat 00.30 sularında Valencia'ya ayak bastım. Otobüs istasyonu şehir merkezine uzak mesafede olsa da yürüyüş yapmayı seviyorsanız yaklaşık 45-50 dk yürüyerek şehir merkezine varabilirsiniz. Konaklama ücreti 7,5-25 eur arasında değişiyor ama 10eur ya gayet iyi denilebilecek hosteller bulmanız mümkün olacaktır. Ama bu konuda kendimi Valencia'ya emanet ettim ve hostel ayarlamadım. Zaten toplamda 12 saat duracaktım ve hostelde uyuyarak vakit kaybedemezdim. 




Otobüs istasyonundan sahile doğru ilerlemeye başladım. Aklımda herhangi bir McDonald's ya da Burger King'de sabahlamak olsa da sokaklarda ilerledikçe Valencia'nın güvenli bir şehir olduğunu gören ben bu fikirden vazgeçip sokaklarda, sahilde sabahlamayı daha faydalı buldum ve sonrasında bundan hiç pişman olmadım. Sahil biraz uzak mesafede olsa da bu durup gayet keyifli geçti. attığım check-in'i gören eski bir ev arkadaşım beni yalnız bırakmadı ve böylece Valencia gece hayatını da tatmış oldum. Gittiğimiz bir Beach Club'da saatlerce keyif dolu vakit geçiren ben Valencia plajında sabahladım. Şehir öylesine güvenli ki plajdaki bi şezlongda uyukaldım ve gün ağarırken gözlerimi açabildim. Güneşin doğuşunu izlemek özellikle Akdeniz'den yükselen güneşi izlemek oldukça keyifliydi.



Sabahın ilk ışıklarıyla arkadaşıma veda ettikten sonra gece karanlığında kaçırdığım ne varsa hepsini tek tek görerek tekrar yürümeye koyuldum. Sayabileceğim çok fazla mekan var ama bunlar genel itibari ile sadece isim olarak farklılar mesafe olarak neredeyse dip dibe denecek kadar yakınlar. Yani bir uçtan başladığınızda otobüs istasyonuna varana kadar görmeniz gereken her şeyi rahatlıkla görebileceksiz.




   Bir Akdeniz şehri olan Valencia'da gezilecek görülecek keşfedilecek yerleri sıralayacak olursam;

     1) Mercado Central
     2) Museu de Las Ciencies Principe Felipe
     3) Valencia Catedral
     4) Palau de les Arts Reina Sofia
     5) El Hemisrefic
     6) Playa de la Malvorrosa
     7) L'Agora
     8) Assut de l'Or Bridge

Valencia anlatmak ile bitmez. Anlatılacak O kadar çok şey var ki ne kadar anlatsam da orayı yaşamadan anlamak çok zor. Valencia için söyleyeceklerim bunlar ile sınırlı. Aklınıza takılan, bahsetmediğim merak ettiğiniz soru işaretlerini yorum yapabileceğiniz gibi bana 

Facebook: /redApple9331
Twitter: @SeniorMevlut
Instagram: @senior_mevlut
Whatsapp: +90 (545) 697 5728 
                                                Sosyal Medya yollarından da ulaşabilirsiniz...






























6 Ocak 2018 Cumartesi

BARCELONA..! (Més que un ciudad)

Bir şehirden daha fazlası... Barcelona... Kalbimi bıraktığım şehir... Ne kelam yetiyor anlatmaya ne de kalem...

    İlk durağım olan Bilbao'dan sonraki durağım Barcelona oldu. Bilbao-Barcelona uçuşumu Vueling firması ile 13eur ya yaptım. Bilbao şehir merkezinden airporta servisler mevcut(1.55eur). Barcelona el prat airporta akşam saatlerinde iniş yaptım. ve şehir merkezi 'plaça cataluña' ya servisle gidilebileceği gibi metro da seçenekler arasında. Ama şehire yabancıysanız ve duraklarda değişiklik yaparken kaybolurum endişesi var ise otobüsle gitmenizi tavsiye ederim...
 
     Konaklama konusunda Youth Babel Hostel'de konakladım. Gayet nezih samimi güvenilir ve temiz bir ortamı vardı. Konumu açısındanda gayet güzel bi lokasyona sahip şirin bir hosteldi.

     Barcelona'da ilk gün;

Plaça Cataluña dan başlayım şehrin yukarısına doğru ilerlediğinizde ilk olarak karşınıza Casa Batllo çıkacaktır. Dışarıdan bakıldığında şirin fevkalade mimarisi ile eşsiz fotoğraflar çekilebilirsiniz. İçinde ne var ne yok bilmiyorum açıkçası merak da etmedim hiç. Pahalı bi giriş ücreti vardı ve ilgimi çekmediğinden girmedim. Sonrasında aynı güzergah da yol boyunca ilerdiğinizde bir diğer şirin yapı olan Casa Mila yı göreceksinizdir. Özel gün indirimleri dışında yine bir ücrete tabii bir müzedir.
Sonraki durağım, devasa göz alıcı yapısı, insanı kendine hayran bırakan mimarisi ve bi türlü tamamlanamayan inşaatı ile Sagrada Familia oldu. İnşaatı 1883 yılında başlamış ama mimarı Antoni Gaudinin ölmesiyle yıllardır tamamlanamıyor (biraz da mimara duyulan saygıdan olsa gerek).

Günün ilerleyen saatlerinde yolum ilginç, komik ve devasa yapısıyla dikkat çeken Torre Agbar oldu :)
Sonunda tüm erasmus hayatımın tek gözdesi "La Barcelonata..!" Denizi, güneşi, kumu kısacası taşı toprağı altın memleket Barcelona'nın gözde mekanı Barceloneta plajı... Temizliği, cıvıltısı, hareketliliği, samimiyetiyle kendine hayran bırakan mekan... Elinizi kolonuzu sallaya sallaya özgürce herhangi bi ücret ödemeden rahatça ziyaret edip eğlenebileceğiniz bir mekandır. Kendinizi akdenizin sıcaklığına bırakabileceğiniz bir ortam. Cümle cümle anlatılır da bitmez :)

Ardından tüm bu yorgunlukla kendimi sokaklara attım kayboldum adeta ve size o sokaklarda kaybolmayı tavsiye ederim. Las Ramblas'da hiç umursamadan dilediğinizi aklınıza gelen herşeyi yapın. çünkü yaptıklarımızdan pişman olmayız ve aklımız yapmadıklarımız da kalır :)))

Gece hayatına gelecek olursak;
Renkli, hareketli, tempolu hayran kalacağınız sıcaklığıyla Barcelona geceleri... Size şuraya buraya gidin diye tek tek mekan saymayacağım. Tek önereceğim mekan var ise o da OPIUM... Barcelona'ya gidip de OPIUM'a girmemek gibi bi hataya düşerseniz sonradan büyük bir pişmanlık içine düşeceğinizden eminim. Buradan isteyip de gidemeyen çok kıymetli dostuma sevgilerimi iletiyorum :) Evet Barcelona'da gece hayatı OPIUM'dan sorulur. Kısa ve net OPIUM'a gidin :))


      Barcelona'da ikinci gün;

Günün aydınlanması ile hostelde yaptığım kahvaltının ardından düştüm yine yollara... Çok tavsiye edilen mutlaka gitmelisin diye ısrar edilen ve hiç memnun kalmadığım sevemediğim Park Güell'e doğru yola koyuldum. Yani adından da anlaşılacağı üzere yeşili bol, oldukça fazla turist çeken içinde tablalı satıcıların olduğu belediye parkı gibi bi mekan. Mekanın tek gözde yeri geniş bi balkon o kısma geçmek de ücretli. Keşke gitmeseydim dediğim bi yer. Zaten beğenmeyip tekrar o hayran kaldığım Barcelona sahiline gittim. Bu arada Plaça Cataluña dan metro ile gitmenizi tavsiye ederim ve bi dipnot daha park güell yüksek tepe biyer ve yokuş tırmanıyorsunuz eğer yürüyen merdivenlerden haberdar değilseniz benim gibi :)

Barcelona için size tavsiyem, olabildiğince uzun süre kalın o şehri gezmeyin yaşayın,...Sokakların kaybolun, mecbur kalmadıkça toplu taşıma kullanmayın yürüyün inanın bütün o yorgunluk buna değecektir. Ve yine ısrarla söylüyorum OPIUM'A gidin :) Sonrasındaki pişmanlık insana düğünümü OPIUM da yapacam hayalleri kurduruyor :D

Barcelona anlatmakla bitecek değil... Ama şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.

Merak ettiklerinizi yorum yapabileceğiniz gibi bana

Whatsapp : +90 (545)697 5728
Instagram : mevlut1s1k
Facebook : redApple9331      yollarından da ulaşabilirsiniz.













7 Aralık 2017 Perşembe

İspanya Gezi Rehberi Part 2: Bilbao City



İnsan doğar, büyür ve ölür. Uzun veya kısa da olsa insan yaşar. Mühim olan şu kısacık ömrünüze kocaman anılar, hatıralar, anlar sığdırabilmektir. Bu defa size büyük hatıralar toplayarak döndüğüm ülkeyi özlem ve hasretle anımsayarak yazıyorum.
Evet! Sizleri de kattığım bu macera sona erdi :(
En son yazımda bir seyehat planı çıkarmıştım. İçine tüm İspanya'yı kattığım bu planı gerçekleştirdim ve Türkiyeye döndüm. Bundan sonrasında gezdiğim, gördüğüm, yaşadığım ne varsa sizinle paylaşmaya devam edeceğim.
İlk durağım "Bilbao City"
Atlantik Okyanusu'nun Biskay körfezi kıyısı boyunca Nervion River boyunca yerleşmiş Kuzey İspanya şehri olan Bilbao!

Tarih 6 Mayıs... Saat 8.45 de 10,5 eur ya aldığım Alsa biletimle 7 numaralı koltukta Oviedo'dan Bilbao ya doğru başladı yolculuğum :) Yaklaşık 6 saatlik aşırı yormayan hatta keyifli diyebileceğim bir otobüs yolculuğunun ardından Bilbao'ya ayakbastım. Oviedo-Bilbao arası yaklaşık 300 km olmasına rağmen yolculuk süresi normalin üzerinde sürdü. Bunun sebebi İspanya'nın kuzeyi tıpkı bizim Karadeniz Bölgesi gibi dağlık ve yeşili bol bi coğrafyaya sahip. Tarihi mekanları, mimarisi, günlük yaşantısı ile İspanyol sıcaklığında küçük bir şehir izlenimi bırakıyor ilk bakışta. Otobüs istasyonundan aşağı doğru yol boyunca ilerlerseniz Bilbao'da görmeniz gereken bir çok mekanı yapıyı yorulmadan görme şansınız var.
Şehirde ben toplam yaklaşık 5 saat geçirdim ve bu süre gayet idealdi şehri tanımak için. Kısa süre durmamın sebebi aynı gün Bilbao Airport'dan Barcelona'ya uçuşumun olmasıydı. Şehrin gözde mekanını anlatmaya başlayacak olursam;
Guggenheim Museum
Tıpkı kıvrılınca daha çok yük taşıyabilen bir kâğıt gibi, müzenin duvarları da ağırlığını taşıyabilmesi için kıvrımlı bir yapıdadır. Tek özelliği titanyum bir yapı olmasıdır. Aslına bakarsanız bilbao boş bir şehir. Yani özellikle para harcayıp mutlaka gidin diyebileceğim bir yer değil. 5 saat vakit ayırmıştım ve bu zaman bana çok bile geldi. 1-2 saatte şehri anlarsınız. Ben neden gittim peki çümkü Bilbao-Barcelona uçuşu ucuzdu yol üstü uğrayıp göreyim dedim.


Bilbao City hakkında benim anlatacaklarım bu kadar. Bir sonraki yayınım Barcelona olacaktır. 
Merak ettiğiniz, aklınıza takılan soruları yorum yapacağınız gibi bana;
imevlid@gmail.com

Instagram: mevlut1s1k
facebook: redApple9331

Whatsapp: +90 (545) 6975728 yollarından da ulaşabilirsiniz.